Eurasian Business & Economics Journal

KAİZEN FELSEFESİ ile MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ARTIRILMASI

2025-02-08T18:43:56+00:00

Bugün, teknoloji gelişimi ve yaşam standartlarındaki artış gibi sebeplerle, müşteri beklentileri artmış ve çeşitlenmiştir. Müşteri beklentilerini yönetebilmek için, organizasyonların müşterilerinin kendilerinden ne beklediklerini anlaması gerekmektedir. Bu anlayışa, pazar araştırmaları yaparak, müşteri geri bildirimlerini analiz ederek ve sektör trendlerini izleyerek ulaşılabilir. Hizmetlerini müşteri beklentileriyle uyumlu hale getiren organizasyonlar, müşteri deneyimlerini iyileştirebilirler. Pozitif müşteri deneyimleri, organizasyonların pazarda rekabet avantajı elde etmelerini, imajlarını güçlendirmelerini ve müşterilerle uzun vadeli ilişkiler kurmalarını sağlar. Bu nedenle, müşteri memnuniyeti organizasyonlar için önemlidir. Organizasyonların sundukları ancak müşteriler tarafından değer yaratılmayan faaliyetler, israflardır. Yalın Yönetim araçlarından biri olan Kaizen, israfı ortadan kaldırmayı, hizmet kalitesini iyileştirmeyi, müşteri taleplerini karşılamayı ve sistemi optimize etmeyi, diğer bir deyişle mükemmeliyeti hedeflemeyi amaçlar. Bu çalışmada, müşteri memnuniyetini ölçmek, hizmet kalitesini değerlendirmek ve iyileştirilmesi gereken operasyonları tanımlamak amacıyla bir müşteri memnuniyeti anketi oluşturulmuştur. Ekol Grup’tan güvenlik hizmeti satın alan müşterilerin yanıtladığı anketten elde edilen sayısal verileri anlamak için aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmış ve istatistiksel analiz yapılmıştır. Yapılan analizler doğrultusunda, iyileştirilmesi gereken süreçler belirlenmiş ve Kaizen eylem planı uygulanmıştır. Bulgular, Ekol Grup'ta Kaizen uygulamasının müşteri memnuniyet oranını artırdığını göstermektedir.

EXAMINING THE EFFECT OF PSYCHOLOGICAL VIOLENCE ON SEAFARERS’ WORKING TIME AT SEA

2025-11-15T10:28:19+00:00

In this study, the relationship between the perception of psychological violence and the intention to leave work among employees in the maritime sector, as well as individuals’ durations of service onboard, are examined. The study is divided into two main sections. The first section presents a theoretical framework on the concept of psychological violence. It includes the definition and historical background of psychological violence, the causes of its occurrence—particularly those specific to the maritime industry—its stages, types, and the common forms encountered within the sector. In addition, the legal dimensions of psychological violence and national and international studies from various sectors, including maritime, are also discussed. The second section outlines the research conducted to investigate the impact of psychological violence on seafarers’ onboard working periods. This section presents the methodology, findings, and results of the study. The findings indicate that the perception of psychological violence has a significant effect on the intention to leave work. In general, as the level of perceived psychological violence increases, employees’ intention to resign also rises. Significant and positive correlations were found between the sub-dimensions of psychological violence (those affecting communication, attacks on social relations, attacks on reputation, attacks on quality of life and work, and those directly affecting health) and the intention to leave work. These findings reveal that psychological violence has adverse effects on employees in the workplace and triggers thoughts of resignation.

YORGUNLUK ŞİDDETİNİN İŞ PERFORMANSINA ETKİSİ

2025-11-15T10:12:42+00:00

Araştırmanın temel amacı, Alışveriş Merkezi (AVM) çalışanlarının yorgunluk şiddeti ile iş performansı arasındaki ilişkisini ve yorgunluk şiddetinin demografik özelliklere göre değişkenliğini ve iş performansı üzerindeki etkisini araştırmaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden anket yöntemiyle veri toplanmış olup; Yorgunluk Şiddeti Ölçeği ve İş Performansı Ölçeğinden oluşturulan sorular yüzyüze anket yapılarak ve gönüllülük esasına dayalı olarak Çanakkale il merkezindeki 17 Burda AVM ve Troypark AVM’de görev yapan satış danışmanı, kasiyer ve reyon görevlisi olarak görev yapan toplamda 211 AVM çalışanına uygulanmış ve araştırmanın sonuçları SPSS 26 programı ile analizi yapılmıştır. Araştırmada değişkenler arasındaki ilişkileri incelemek ve katılımcıların özelliklerini belirlemek amacıyla Frekans Analizi, Tek Yönlü Anova Testi, Normallik Testi, Korelasyon analizi yapılmıştır. Yorgunluk şiddeti, iş performansı ve kategorik değişkenler arası farklılık olup olmadığına incelemek için yapılan Anova testi sonuçlarında, yorgunluk şiddetinin AVM çalışanlarının ayakta kalma sürelerine göre anlamlı bir farklılık olduğu, iş performansının alt boyutlarından görev performansının ise çalışanların pozisyonlarına göre anlamlı bir farklılık bulunduğu, çalışma saatlerinin iş performansının alt boyutu olan bağlamsal performans düzeyi üzerinde anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın yorgunluk şiddetiyle ilgili çalışmaların genelde fen bilimleri alanında yapılması ve sosyal bilimlerde sınırlı sayıda olması açısından ilgili literatüre katkı sağlaması amaçlanmıştır. Yorgunluk şiddeti ile sosyal bilimlerde yapılan çalışmaların azlığı nedeniyle hem kuramsal katkının yansıra hem de araştırma yapılan sektöre yönelik pratik fayda sağlama durumu da bulunmaktadır.

MİKROMOBİLİTE’DE TAHMİNLEME ÜZERİNE DERİNLEMESİNE BİR BİBLİYOMETRİK ANALİZ

2025-11-15T09:59:07+00:00

Trafik, kişisel yaşam gereksinimleri, pandemi, sürdürülebilirlik, maliyet ve zaman verimliliği, mikromobilitenin yaygınlaşmasının önemli nedenlerinden sadece bir kısmıdır. Özellikle kentsel yaşamda, paylaşımlı veya şahsi e-scooterlar, e-bisikletler ve küçük arabaların kullanımı her geçen gün artmaktadır. Pazarın büyümesiyle birlikte, üzerinde çalışılacak daha fazla veri ortaya çıkmaktadır; kullanım istatistikleri, araç ve akü verileri, yasal düzenlemeler, yaralanmalar… gibi. Büyük araç filolarının merkezi yönetim sistemleri, belediyeler ve büyük veri portallarının yardımıyla, veriye erişim daha da kolaylaşmaktadır. Yüksek kalitede büyük miktardaki verinin desteğiyle, bilimsel araştırmalar sonucunda, işletme ve kamu yönetimi için verinin doğru bir şekilde analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Son on yılda, mikromobilite alanında gelişmiş tahmin yöntemlerinin uygulamaları araştırmacılar tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu çalışma, literatürdeki mevcut çalışmaları bibliyometrik analiz yoluyla irdelemeyi amaçlamaktadır. Mevcut literatür, sistematik bir anahtar kelime aramasıyla çevrimiçi bilimsel yayınlar taranarak elde edilmiştir. Ardından literatür verileri, akademik bir yazılım uygulaması aracılığıyla farklı bakış açılarıyla analiz edilmiş ve yorumlanmıştır.

TÜRKİYE’DE YÜKSEK ENFLASYON KOŞULLARINDA KREDİ PİYASASI, NEGATİF KREDİ ŞOKLARI VE FİNANSAL PİYASALARIN TEPKİLERİ

2025-04-18T18:07:34+00:00

Yüksek enflasyonun finansal piyasaların istikrarına etkileri, daima güncelliğini koruyan önemli bir konudur. Literatürde bu konuda çok sayıda çalışma yapılmış olsa bile, konunun tüm detaylarının ortaya konabildiğini söylemek de güçtür. Uzun yıllar fiyat istikrarı ile seyreden Türkiye ekonomisinin 2018 sonrası dönemde yeniden enflasyonist baskılar yaşamaya başladığı görülmektedir. Önemli bir rejim değişimi olarak nitelenebilecek bu süreçte, finans piyasalarının durumu finansal istikrar literatürü açısından önemli bir örnek olay teşkil edebilir. Bu bağlamda, çalışmamızda yüksek enflasyon rejimine geçen Türk ekonomisinde meydana gelebilecek enflasyon şoklarının başta banka kredi piyasası olmak üzere diğer önemli finansal piyasalara etkileri analiz edilmiştir. 2003:1 ile 2025:1 dönemini kapsayan üç aylık verilerden oluşan bir veri seti ile MS-VAR modellerine dayalı analizler yapılmıştır. İki aşamalı bir analiz yaklaşımı benimsenmiş ve ilk aşamada olası bir enflasyon şokunun kredi hacmi, kredi oranı ve takibe düşen kredilere etkileri incelenmiştir. İkinci aşamada ise, yüksek enflasyon rejiminde, olumsuz bir kredi şokunun faiz oranlarına, döviz kurlarına ve hisse fiyatlarına etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgular, ekonominin düşük enflasyon rejiminde kalma eğiliminin güçlü olduğunu göstermiştir. Yine de Türk ekonomisinde güçlü bir enflasyonist dinamiğin varlığından söz edilebilir. Dolayısıyla, ekonomi yüksek enflasyon patikasına bir kez girdiğinde, bundan çıkması zor olabilir. Öte yandan, meydana gelebilecek enflasyon şoklarının kredi piyasasında güçlü, ama kısa vadeli etkileri olacağı gözlenmiştir. Takibe düşen kredilerin temsil ettiği olumsuz kredi şokları ise, faiz oranları, döviz kurları ve hisse senedi fiyatları gibi diğer önemli finansal değişkenlerde kısa süreli tepkilere neden olmuştur. Beklenmeyen ve güçlü fiyat şokları, başta kredi piyasası ve genelde tüm finansal piyasalarda kısa süre için olumsuz etkiler yapsa bile, bu etkiler en geç bir ila bir buçuk yıl içinde sönümlenmektedir. Bu durum, piyasa katılımcılarının yüksek enflasyon koşullarına hızla adapte olduklarını ve finansal piyasalardaki faaliyetlerine bununla uyumlu olarak devam ettiklerini göstermektedir.

TÜRK SİGORTA SEKTÖRÜNDE BANKA SİGORTACILIĞININ BENİMSENME DÜZEYİ, PAZAR PAYI VE ETKİNLİĞİ ÜZERİNE BİR ANALİZ

2025-04-23T18:14:42+00:00

Banka sigortacılığı, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en yaygın kullanılan dağıtım ağlarından birisidir. Sigorta şirketlerinin ürün ve hizmetlerini banka şubeleri kanalıyla pazarlaması ve satması, tarafların hem etkinliklerini hem de performanslarını arttırmaktadır. Diğer yandan, müşteriler de güvendikleri bir kanaldan daha uygun fiyatlarla sigorta ürünlerine ulaşabilmektedir. Bu çalışmada, Türk Sigorta Sektöründe banka sigortacılığının benimsenme düzeyi, pazar payı ve etkinliği, sektör çalışanlarına uygulanan anketlerle araştırılmıştır. Elde edilen veriler, tek yönlü varyans analizi, hipotez testleri ve çok değişkenli regresyon gibi istatistiki yöntemlerle analiz edilmiştir. Ulaşılan bulgular, banka sigortacılığının benimsenme düzeyinin ve pazar payının yüksek olduğunu, bunda deneyimli çalışanların bu kanalı ve avantajlarını müşterilere tanıtmalarının önemli etkisi olduğunu göstermiştir. Banka sigortacılığının benimsenme düzeyinin ve pazar payının yüksek olması, sigorta şirketlerinin maliyetlerini düşürmüş, karlılıklarını arttırmıştır. Yani sigorta şirketlerine ciddi bir etkinlik ve performans artışı sağlamıştır. Böylece yakın gelecekte banka sigortacılığının giderek hakim dağıtım kanalı olması beklenmektedir.

DEVELOPMENT OF CRYPTOCURRENCIES AND THEIR PLACE AND SIGNIFICANCE WITHIN THE GLOBAL FINANCIAL SECTOR

2025-11-15T10:21:24+00:00

Cryptocurrencies have emerged in recent years as a transformative innovation in the financial sphere, distinguished from traditional fiat currencies by their decentralized and digital characteristics. This novel asset class introduces unique market dynamics alongside new categories of risk. With the potential to broaden financial inclusion and enable faster, lower-cost transfers, cryptocurrencies are expected to enhance the efficiency of the financial system. However, their intensive speculative use and pronounced volatility may pose threats to financial stability. The risk of their use in illicit activities—such as money laundering and the financing of terrorism—also remains salient. States have adopted divergent policy approaches in light of these opportunities and risks; some have implemented prohibitive measures, while others have established regulatory frameworks to bring these assets under supervisory oversight. The ultimate impact of cryptocurrencies on the future of financial markets remains uncertain, and developments in the field are being closely monitored. Accordingly, countries must design robust policy frameworks that preserve financial stability and legal order while harnessing the potential benefits of cryptocurrencies. The concept of money, evolving from past to present, continues to transform in line with commercial and technological advances; in the current period, the strengthening trend toward digitalization has brought cryptocurrencies to the fore. Given their increasing recognition and expanding use cases, it is important to examine cryptocurrencies in depth. In this context, the study aims to analyze the theoretical foundations of money, to evaluate the cryptocurrency ecosystem theoretically based on the existing literature, and to delineate the financial landscape by examining the approaches of selected countries and international organizations worldwide, as well as that of Türkiye.

DİJİTAL PAZARLAMA ETKİNLİKLERİNİN MÜŞTERİ ÜRÜN ARAŞTIRMASINA VE ÜRÜN DEĞERLENDİRMELERİNE ETKİSİ

2025-11-15T10:35:44+00:00

Bu çalışma, dijital pazarlama faaliyetlerinin müşteri ürün araştırmasına ve değerlendirme sürecine etkilerini incelemektedir. Çalışma, pazarlama kavramının tarihsel gelişimini ele alarak dijital pazarlamanın günümüz tüketicileri üzerindeki etkisini detaylandırmaktadır. Araştırmada, dijital pazarlama stratejilerinin tüketici satın alma kararlarına nasıl yön verdiği, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ile olan etkileşimi ve müşterilerin dijital pazarlama etkinliklerine verdikleri tepkiler analiz edilmiştir. Çalışmada, sosyal medya pazarlaması, içerik pazarlaması, SEO ve e-posta pazarlaması gibi temel dijital pazarlama araçlarının tüketicilerin marka algısını nasıl şekillendirdiği ve satın alma sürecini nasıl etkilediği değerlendirilmektedir. Araştırma, nitel yöntem kullanılarak beş farklı katılımcıyla gerçekleştirilen görüşmeler doğrultusunda yapılandırılmıştır. Katılımcılar dijital pazarlamanın bilgi edinme sürecini kolaylaştırdığını, ancak fazla bilgi ve seçenek bolluğunun karar verme sürecini karmaşık hale getirebildiğini belirtmiştir. Elde edilen bulgular, dijital pazarlama stratejilerinin tüketicilerin bilinçli karar vermesinde ve marka sadakatinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Aynı zamanda, kişiselleştirilmiş içerik ve hedefe yönelik kampanyaların müşteri memnuniyetini artırdığı, ancak aşırı ve tekrarlayan pazarlama faaliyetlerinin olumsuz tepkilere yol açabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Sağlık Kurumlarında Çalışanların Hizmet İçi Eğitim Tutumları ile İş Tatmin Düzeylerinin İncelenmesi: Kamu Hastanesi Örneği

2025-11-15T10:06:59+00:00

Sağlık kurumlarında hizmet sunumunun kalitesi, büyük ölçüde çalışanların mesleki yeterliliği ve kuruma yönelik tutumlarıyla ilişkilidir. Kamu hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının hizmet içi eğitime yönelik tutumları, mesleki gelişime açık olma, yenilikleri takip etme ve kendini geliştirme motivasyonunu yansıtmaktadır. Bu eğitimler, yalnızca mesleki yeterliliği artırmakla kalmayıp, çalışanların iş tatmini düzeyleri üzerinde de doğrudan etkili olabilmektedir. Sağlık çalışanlarının hizmet içi eğitime yönelik olumlu tutum geliştirmeleri, işlerinden aldıkları doyumu da artırabilecek önemli bir faktördür. İş tatmini, bireyin yaptığı işe karşı geliştirdiği olumlu tutumu ifade ederken; iş tatminsizliği ise bu tutumun olumsuz yönde olmasıdır. Bu çalışmada, sağlık kurumlarında çalışanların hizmet içi eğitim tutumu ile iş tatmin düzeyleri için farklılıklar incelenmiştir. Sağlık kurumlarında hizmet içi eğitime karşı tutum geliştirilerek bu hedef doğrultusunda iş tatmini düzeyinin artırılması amaçlanmıştır. İstanbul’da bir kamu hastanesinde 500 sağlık çalışanı üzerinde araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma, nicel bir araştırmadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, hizmet içi eğitim ölçeği ve iş tatmini ölçeği kullanılmıştır.