Üniversite Öğrencilerinin Girişimci Öz Yeterlilik Düzeyleri İle Toplumsal Cinsiyet Algısı İlişkisinin İncelenmes
DOI:
https://doi.org/10.17740/eas.soc.2016.MSEMP-32Anahtar Kelimeler:
Self-Efficacy- Social Gender Role- University StudentsÖzet
Bu çalışma; İstanbul’da öğrenim gören üniversite öğrencilerinin girişimci öz yeterlilik düzeyi ile toplumsal
cinsiyet algıları arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bir başka ifade ile girişimcilik konusundaki yeterlilik ile
kadın ve erkek rollerinden beklenti arasında bir ilişki var mıdır? sorusuna cevap aramaktadır. Araştırmamız
genelde gençlerin toplumsal değerleri nasıl algıladıkları, özelde kadın ve erkek rollerini nasıl tanımladıklarını
incelemektedir. Bu çalışma ülkenin geleceğini oluşturmada lokomotif rolü olan üniversite gençlerinin
girişimciliğini incelemektedir. Ayrıca eğitimli kadınları oluşturacak kız öğrencilerinin kendilerini girişimcilik
konusunda nasıl algılandığını değerlendirmemiz açısından önem teşkil etmektedir. Çalışmada; Kickul ve
D'Intino (2005) tarafından geliştirilen ve Naktiyok ve arkadaşları tarafından (2009) Türkçeye uyarlanan
“Girişimci Öz Yeterlilik” ölçeği ve Zeyneloğlu (2008) tarafından geliştirilen “Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum” ölçeği kullanılmıştır. Örneklemi, İstanbul’da çeşitli üniversitelerde okuyan 264 üniversite öğrencisi
oluşturmaktadır. Bulgular; cinsiyet, kendi işini kurmak isteyip istemediği ve girişimcilik konusundaki
motivasyon kaynakları açısından da değerlendirilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara baktığımızda;
erkeklerin ve toplumsal cinsiyet açısından geleneksel bakış açısına sahip olanların girişimcilik ölçeğinin
“beklenmedik zorluklarla baş etme” boyutundaki puanları yüksek olup, pozitif yönde ilişki gözlenmiştir.
Toplumsal cinsiyet rolleri açısından ise erkeklerin kadınlara göre, evlilikte cinsiyet rolü alt boyutundaki puan
ortalamaları istatistiksel açıdan anlamlı derecede yüksektir. Evin reisi kimdir sorusuna yüksek oranda kararlar
ortak alınır cevabı verilmiştir. Bu grubun toplumsal cinsiyet rollerinde “eşitlikçi bakış açısı” alt boyutuna ilişkin
puanları da yüksektir. Sonuç olarak; toplumsal cinsiyet algısının geleneksel bakış açısına sahip olanların eşitlikçi
bakış açısına sahip olanlara göre beklenmedik zorluklarla baş etme becerisinin yüksek çıkması dikkat
çekmektedir. Bu durum geleneksel bakış açısının sorunlarla mücadelede olumlu etki yarattığı düşündürebilir.
Diğer sonuç ise; kadınların hem geleneksel hem de eşitlikçi cinsiyet rolü puanlarının yüksek çıkmasıdır. Bu
durum kadınların iş hayatında eşit olmak isterken, evin ekonomik yükünü erkeğe bırakmak istediğini
düşündürmüştür.